Yükseklerde bir yerden
Akşamı seyrediyorum
Güneşin batışıyla gidiyor
Alaca karanlıkla dönüyorum
Kendimi bıraktım boşluğa
Kararsızca uçuyorum
Dört bir yan yol, arabalar vızır, vızır
Karanlığı yırtan farlar kaybolmaya hazır
Uzaklarda bir sürü ışıklar
Her biri hareketli yanıp sönüyorlar
Ötelere bakıyorum havadan
Bir ses duyuyorum ilerde çaydan
karanlığın müzisyeni kurbağadan
Bir kuş çığlığı onun ardından
Söyleyeceklerini söylüyorlar
Sonra suskunluğa gömülüyorlar
Yıldızlar tepemde salkım, salkım
Gidip geliyorlar akın, akın.
Zaman bildiği yere doğru giderken
Seyrin içine hareketsizce dalmışım
Susan seslerin yeri dolmazken
Gizemli atmosferin sihrine banmışım
Bazen yüzüme doğru iniyor damlalar
Bilmiyorum niye ağlamışım.
Denizin içindeymişim gibi tıpkı
Gözlerim diplere dalıyor
Duygular görüntü ötesine taşınırken
Hareketler yavaşlıyor.
Vücuda yorgunluk çökerken
Düşünceler berraklaşıyor
Uyku ortalarda yok
Galiba oda naz yapıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder